ANATOMİ

 

BALIK ANATOMİSİ
Organizmaların dış görünüşlerini ve yapılarını inceleyen bilim dalına Anatomi denilmektedir.Anatominin diğer canlı grupları ve balıklar üzerinde uygulanmasında Diseksiyon denilen kesit ayırma yöntemi kullanılır. Canlıların vücut yapılarının bu şekilde incelenmesine MAKROSKOBİK ANATOMİ adı verilir. Makroskobik anatomide yapılan incelemeler herhangi bir ekipman kullanılmadan çıplak gözle yapılabilir. Ancak bazı durumlarda canlıların incelenmelerinde daha ayrıntılı araştırmalara gerek duyulur. Bu durumda çıplak gözle yapılacak bir araştırma yeterli olamaz. Bu amaçla çeşitli mikroskoplar (stereo mikroskop - İnvert mikroskop – Binoküler mikroskop) kullanılır. İnceleme ve araştırmaların bu tip mikroskoplar yardımıyla gerçekleştirilmesi MİKROSKOBİK ANATOMİ adı altında yapılır. Ancak bazı araştırmalar vardır ki organizmaların dokusal ayrıntılarının da incelenmelerine gerek duyulur. Bu amaçla canlının doku düzeyine kadar yapılan çalışmalar Histoloji bilim dalı tarafından incelenir.Balıklardan elde edilen doku örnekleri uygun fiksetiflere alınarak bir seri histokimyasal işlem aşamalardan geçirildikten sonra parafin içerisinde kalıplara dökülerek mikrotom ile 5  (mikron) incelendiğinde kesitleri alındıktan sonra rutin boyama olarak bilinen Haematoxylin – Eosin boyaması ile boyanarak incelenir.
Histopatoloji: Dokularda oluşan bozuklukları histopataloji bilim dalı inceler.
Patoloji: Gözle görülebilen bozulukları patoloji bili dalı inceler.
Özelikle son yılarda yapılan çalışmaların hücresel düzeye kadar indirgendiği görülmüştür. Bu amaçla yapılan canlının hücre içerisindeki organel ve diğer yapılarını ayrıntılı bir şekilde inceleyen bilim dalına Sitoloji adını veriyoruz. Sitolojik araştırmalardan daha yüksek büyültmeli üst düzey mikroskoplardan yararlanmaktadır.Elektron mikroskobu olarak adlandırılan bu mikroskoplar
1.       Transmission Electron Microscop (T.E.M.)
2.       Scanning Electron Microscop (S.E.M.)
olmak üzere ikiye ayrılır.
           Diğer canlılarda olduğu gibi balıklarda da çiftleşme olayını takiben yumurtaların döllenmesi, döllenmiş olan bu yumurtaların bir dizi gelişim evresi geçirerek larvaların şekillenmesi ve bu larvaların yumurtadan çıkışları gibi aşamaları gözlemleyerek ayrı ayrı ele alıp inceleyen bilim dalına da Embriyoloji adını veriyoruz.
           Yaşayan bir canlıdaki çeşitli organların işletim sistemleri ve bu organların birbirleriyle olan ilişkilerini ayrıca bu ilişkiyi gerçekleştiren mekanizmayı bilimsel gerçekler ve bilimsel metotlarla açıklayan bilim dalına da Fizyoloji diyoruz.Yapılan bu fizyolojik araştırmalarla canlıdaki organların işletim prensipleri yani fonksiyonları ve bu organların birbirleriyle olan iletişimleri ayrı ayrı değerlendirilmektedir.
Kemikli Balıkların Çeşitliliği
Günümüzde 70 milyon önce sona eren mezozoik devri yaklaşık 155 milyon yıl sürmüştür. Bu devir sürecinde üç önemli vertebra’lı (omurgalı) soyu ortaya çıkmıştır.
1.       Karasal ortamda yaşayan memeliler(mammalia)
2.       Suda yaşayan çeneli balıklar(Pisces)
3.       Kuşlar(Aves)
(Teleostei) Yüksek yapılı kemikli balıklar hem denizlerde hem de tatlı sularda günümüze kadar dominant(baskın) hale gelmiş canlılar olmuştur.
           Bugün 24 bin yaşayan türe sahip olan bu kemikli balıklar tüm omurgalı türlerinin yarısını teşkil etmektedir.Yaşayan kemikli balıklardan %58’i denizlerde yaşamlarını sürdürürlerken %41’i tatlı sularda yaşamaktadır.Kalan %1’lik kısmı ise tatlı sular ve denizler arasında göç eden balıklar oluşturmaktadır.Kemikli balıklar her Akuatik (su ortamı) ortamda kendiliğinden ve hemen populasyon oluşturma özeliğine sahip canlılardır.Kemikli balıklar bu özelilerinden dolayı sulardaki yaşamın en önemli canlıları olmuşlardır.Karalarda bir dağdaki temelli kar altında kalmış ve burada karların erimesiyle meydana gelen sulardan okyanusun derinliklerindeki Abyssal bölgelere kadar olan her yerde balıkları görmek mümkün olmaktadır.Yüksekliği 4 bin metreye ulaştığı And dağları ve Tibet platosunda bile kemikli balıklar yaşamlarını sürdürebilmektedir.Belirtilen yüksekliklerdeki kısmi oksijen basıncı deniz seviyesinin ancak %60’nı teşkil etmekte olup ışık yoğunluğu ve sıcaklıklardaki değişimler bu kesimlerde daha yüksek seviyede meydana gelmektedir.Bu hidrolojik değişime paralel olarak balık türlerinin sayılarında da artış görülür.Akarsulardaki suyun hareketi suyun daha iyi oksijen bağlanmasına yardımcı olmaktadır. Tatlı sularda oksijen içeriğinin azalması bu ortamlardaki balık dağılımını da sınırlandırma getirmektedir.Balıkların yaşadıkları habitatlarının durumuna göre buralarda yaşayan balıkların vücut formasyonlarının habitatlarına uygun olacak şekilde bir takım adaptasyonlara uğradığı görülür.Günümüzde yaşayan en küçük vertebra’lı (omurgalı) canlı Mistichthys (gobi balıkları) isimli bir balık olup boyu seksüel olgunluk döneminde 8-12 mm olabilmektedir.Buna karşılık Amazon nehrinde yaşayan Arapamia gigas adlı balığın ise boyunun 2,5 metreye ulaştığı tespit edilmiştir.
Balıkların Orijini ve Çeşitliliği
Balıklardaki solungaç yayları ve bunların modifiye olmasından köken olan yapılar çenelere ve çift üyelere sahip olmaları nedeniyle balıklar ve Tetrapodalar ile çenesiz balıklar olan Agnathalardan ayrılmaktadır.Gnathostomatalarda üç adet semi-sirküler kanal (yarım dairesel kanalları) bulunur. Bu durum evrimsel süreçte bunların agnathalarla yakın akraba olduklarını ifade etmektedir.Agnathalarda iki adet bazen bir adet yarım daire kanalı bulunmaktadır.Tetropoda’larda ve balıklarda görülen merkezi pozisyondan geçen omurga yani vertebralar dizisi olan columna vertebralis Agnathalarda bulunmaz.Bunun yerine Agnathalarda notochard adı verilen bir sinir şeridi bulunur.Günümüzde yaşayan çenesiz omurgalılarda agnathaların benzeri olan ve bunların temsilcileri olduğu düşünülen ince uzun kurt ve benzeri vücuda sahip hayvanlardır.Çeşitli çeneli balıklarda görülen çift yüzgeçler gibi bir takım vücut yapıları bu balıklarda görülmez.Bunların iskeletleri de kemik değil kıkırdak yapısındadır.Vücutlarını pulsuz ve çıplak bir şekilde kaplayan derileri örter.Median hatlarında tek burun deliği olfactoriel açıklık bulunur.Buna monorhynous denir.Lamprey’lerde ve Hagfish’lerde kompleks dişlerle kaplı bir ağız yapısı görülür.Bu özeliklerinden dolayı bu iki türün agnathalara yakın türler olduğu anlaşılmaktadır.Bugün yaşayan çenesiz balıklar evrimsel süreçte daha önceki devirlerde yaşadığı bildirilen agnathalarla yakın akraba olduğunu bu nedenle de Myxinidae ve Lampridae familyalarına ait bu balıkların aslında çenesiz omurgalılar olan Agnathaların günümüzdeki temsilcileri olduklarını ifade etmektedir.Günümüzdeki sayıları 45-50 bin olan çeneli vertebra’lılardan tetropoda içerisinde Amphibia, Aves, Reptilia, Mammalim türünü 21.500 olduğu kalan 28.500türünde pisces (balıklar) ait türler olduğu tespit edilmiştir.
Anatomide Kullanılan Bazı Terim ve Terminolojiler
Hayvan vücudundaki bölgelerin daha açık olarak belirtilebilmesi için anatomide kullanılan ve vücuttaki herhangi bir bölgenin ifade edilmesinde yararlanılan yön ve düzlemler şunlardır.
  1. Crania – Posterior : Kuyruk kısmına doğru olan yönü ifade eder.  (BURADA RESİMLER VAR)

     

    FULL ANATOMİ PAKETİ İNDİR

 
İLETİŞİM
 
KEREM SÖNMEZ.
537 768 28 53
merek46@hotmail.com
 
Bugün 3 ziyaretçi (5 klik) uğradı.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol